OTOBİYOGRAFİ
- OTOBİYOGRAFİ
- 20 Mar 2016
- 1 dakikada okunur


Otobiyografi, bir düşünürün, bir sanatçının, bir sporcu yani kısacası tanınmış bir kişinin kendi yaşam
öyküsünü anlattığı edebiyat

türüdür. Öz yaşam öyküsü de denir. Kaynak olarak kişi kendini ve aile büyüklerinden aldığı bilgileri kullanır. Yazarın kendinden söz ederken nesnel olması zor olduğundan otobiyografi yazmak güçtür. Otobiyografilerde yazar kendine ait sanat eserleri, düşünceleri ve yapmış olduğu ya da katkısının olduğu önemli işleri aktarır. Bu yazılı anlatım türü aynı zamanda iyi bir belgeseldir.
Otobiyografinin belirleyici özellikleri:
1-Otobiyografi düşünsel plânla yazılır.
2-Yazar daha çok kendisini öne çıkartabilir.
3-Biyografilerde Objektif olunmalıdır.
4-Otobiyografi kişinin şahsını kendi diliyle anlatmasıdır.
5-Gerçekler göz ardı edilmemelidir.
Otobiyografinin en basit tabiri kişinin kendisini anlattığı edebi eser türüdür.
TÜRK EDEBİYATINDA OTOBİYOGRAFİ
Bu tür edebiyatımızda pek gelişmemiştir ve örneklerine de çok sonraları rastlanmıştır. Edebiyatımızda bu türün ilk örneği olarak Kâtip Çelebi’nin Mizanü’l Hak adlı eserinin “Hatime”si yani “Son Söz”ü gösterilmektedir. Muallim Naci’nin “Ömer’in Çocukluğu”, Yusuf Akçura’nın “Ta Kendim ya Defter-i Amal’im”, Nigar Hanım’ın “Hayatımın Hikâyesi”, Halikarnas Balıkçısı’nın “Mavi Sürgün” Aziz Nesin’in “Böyle Gelmiş Böyle Gitmez” Halit Ziya Uşaklıgil’in “Kırık Yıl” bu türün önemli örnekleridir.
Komentarze